Geleneksel Peynir üretimini tanıtmak ve desteklemek:

Gerçek gıdaya ulaşmanın zorlaştığı günümüzde, neneden toruna artık aktarılamayan geleneksel peynir yapımı korunması gereken değerlerimizdendir. İlki 2015’te düzenlenen ve bu yıl dördüncüsü yapılacak olan Uluslararası Slow Cheese Bodrum Peynir Festivalimizin amacı öncelikle geleneksel yöntemlerle, bir zanaat olarak peynir üretimi yapan farklı bölgelerden küçük üreticileri desteklemek ve onları tanıtmaktır. Bu festival onları bir araya getirerek, onlara deneyimlerini paylaşmaları, peynirlerini tanıtmaları ve tattırmaları için uygun bir ortam hazırlamaktadır. Anadolu’da farklı yörelerde üretilen birbirinden lezzetli ve özel 130’dan fazla peynir çeşidi ve türevimiz mevcuttur. Ancak bu zenginlik endüstriyel firmaların rekabeti, pazar koşullarının baskısı ve küçük ölçekli zanaat tipi üretimin ihtiyaçlarını ve koşullarını dikkate almayan kısıtlayıcı gıda yönetmelikleri nedeniyle her geçen gün kaybolma tehlikesiyle daha fazla karşı karşıyadır. Slow Cheese bu zenginliği kutlayarak, üreticileri, iyi gıdanın peşinde koşan türeticileri, akademisyenleri, aşçıları ve diğer profesyonelleri bir araya getirerek geleneksel Anadolu peynirlerinin yaşatılmasında önemli bir işlev üstlenir. Onlar arasında yeni bağlantılar kurulmasına vesile olarak zanaatkar usullerle yapılan doğal peynirlerin pazardaki yerini güçlendirir. Bunun yanısıra Bodrum ve yöresinde bir zamanlar yaygın olan ama kaybolmaya yüz tutmuş keçi besiciliği, çiğ sütten geleneksel yöntemlerle peynir yapımı gibi faaliyetlerin sürdürülebilirliğini de destekler.

Doğal olan mümkündür ve iyidir:

Peynir sadece üçşey ile yapılır; süt, maya ve tuz. Buna karşın dünyada hepsi farklı renklerde, şekillerde ve tatlarda binlerce çeşit peynir bulunmaktadır. Ancak bunlar arasındaki en önemli fark endüstriyel peynirlerle artisanal doğal peynirler arasındadır. Endüstriyel peynirler genellikle hayvan refahını ve çevre korumasını gözetmeden, bol atık üreterek, pastörize süt ve doğal olmayan endüstriyel tip kültür bakterileri kullanılarak yapılır. Endüstriyel peynirler arasındaki fark sadece kullanılan teknoloji, pazarlama ve paketleme yöntemlerindedir. Buna karşın artisanal peynirlerin çeşitliliği ise tamamen doğadan kaynaklanır; üretildikleri coğrafyanın doğasının, meralarının izlerini taşırlar. Çiğ sütün lezzetini, yöresel hayvan ırklarının, bitki florasının özelliklerini yansıtırlar. Hayvan besicilerinin ve peynir üreticilerinin yetenekleri ve becerilerine göre de farklılaşırlar. Slow Food uzun zamandır bu çeşitliliği korumak için çalışmaktadır ve Slow Cheese buluşmaları bu faaliyetlerin odak noktasıdır. Slow Food 500’den fazla peynir çeşidini Nuh’un Ambarı (Ark of Taste) sanal listesine kaydetmiştir ve dünyada 50’den fazla ülkede 100’den fazla geleneksel peynir türünün kurtarılması için binlerce peynir üreticisi ve hayvan besicisini örgütlemiştir. 2015 yılından beri düzenlediğimiz Bodrum’daki peynir festivalimiz de Anadolu’nun tadılması gereken 130’dan fazla .zgün peyniri için benzer çabayı göstermektedir.

Doğaya ve Hayvan refahına saygı:

Slow Cheese etkinliklerinde katılımcı olan üreticilerde belli koşullar aranır. Bunların başında üretim yöntemlerinde gelenekseli sürdürmeleri, kesinlikle endüstriyel tip starter kültürlerini kullanmamaları, şirden mayası gibi doğal mayaları kullanmaları, sütün elde edildiği çiftliklerde o ırkın doğal gereksinimlerine uygun koşulların varolması, hayvan refahının gözetilmesi ve çevreye zarar verilmemesi gelir. Hijyen koşullarına uyarak çiğ süt kullanımı desteklenir.

Artisanal Üretim: 

Festivalimizin temel odak noktası artisanal yöntemlerle üretilen doğal peynirlerdir; endüstriyel üretim yapanlara yer verilmez, çiğ süt geleneğini desteklemekteyiz. Burada sergilenen peynirler ya katılımcıların kendi çiftliklerinde elde edilen sütten ya da çevredeki yöresel çiftliklerden elde edilen sütlerden yapılan küçük ölçekli üretim bazındaki girişimlerdir. İçinde doğal olmayan koruyucu katkı maddeleri, suni tat vericiler ve benzeri katkı maddeleri olan ürünler sergilenemez, herhangi bir kimyasal işlemden geçmiş ürünler katılamaz.

Gönüllülük İlkesi:

Yaveş Gari Bodrum Birliği tarafından tamamen gönüllülük esasına dayanarak düzenlediğimiz bu festival hiçbir şekilde kar amacı gütmez, katılımcılar yukarıda belirtilen kriterlere göre seçilir ve tezgahlardan ücret alınmaz. Kamuya açık ücretsiz bir şekilde katılım sunar ve böylece geniş katılım ile küçük üreticilere daha fazla destek sağlar. Yine Slow Food gönüllülük kurallarına göre hareketimizin ilkelerine uymayan tarzda faaliyet gösteren ticari firmaların destekleri kabul edilmez ve sadece benzer ilkelerle üretim yapan firmaların, kamu kurumları ve yerel yönetimlerin destekleri ile gerçekleştirilir.